Yurtlardan çıkarılan kanser hastası Meryem isimli depremzede “30 Temmuz'da tadilat yapılacağı gerekçesiyle yurttan atıldık. Bizi yurttan atmasınlar diye yalvardığım konuşmaları unutamıyorum. Çok ağladık ama gözyaşları da fayda etmiyormuş. Eşim ameliyat olacak, tedavimiz sürüyor diyorum; 'Yapacak bir şey yok, her ne olursa olsun yurdu boşaltacaksınız' diyorlar.” diyerek yaşadıklarını anlattı.

Tunceli'de 4.1 büyüklüğünde deprem Tunceli'de 4.1 büyüklüğünde deprem

Şuan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara’da tedavi gören ve kalacak yeri olmayan kişiler için açtığı şefkat evlerinde kaldıklarını söyleyen Meryem, yurttan ayrılmadan önce kendilerine iki seçenek sunulduğunu belirterek “Ya memleketinizdeki konteyner kentlere döneceksiniz ya da Ankara’da kalanlar için 3 bin liralık kira yardımı sağlanacak.' dediler. Ben kanserim, eşimin tedavisi sürüyor, hijyen olmayan bir toplu yaşam alanına nasıl gireceğiz? Oradaki sıcaklığı, sinekleri, böcekleri, susuzluğu kaç kere gidip gördüler? Su için saatlerce kuyrukta bekleyen insanları kaç kere gördüler?” diye konuştu.

"3 BİN LİRAYLA ANKARA'DA HAYAT KURMAMI BEKLİYORLAR"

Kaybettiklerinin yasını bile tutamadan mücadeleye atıldıklarını belirten Meryem, “Her şeyimiz gitti, eşim çalışamaz durumda. Amacım bir göz ev bulup, çocuklarımı okula yazdırıp, eşimi de çocuklarımın başına bırakmak ki ben çıkıp çalışayım. Depremzedeler için önce memur kefil, sonra da 6 ay-1 yıllık peşin kira istiyorlar. Kiralar 10-15 bin liradan başlıyor. Benim şu anda bir bardağım dahi yok. Evim, hayatım yerle bir oldu. Bizi yurttan atanlar, 3 bin lirayla Ankara’da bir hayat kurmamı bekliyorlar.” ifadelerini kullandı.

"HER ŞEYİN ÜSTÜ KAPANDI"

Depremzedelerin unutulduğunu söyleyen Meryem “Ev bakarken 'depremzedeyim' dediğimde ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum, bu çok ağır geliyor. Onun dışında biz açlığı da susuzluğu da yaşadık, cenazelerin arasında bir lokma ekmek sırasında da kaldık. Bugün bir lokma peynir yemişiz, önemli değil, karnımız bir şekilde doyuyor. Ama bu muamele çok ağır geliyor. Küçük çocuğum 6 ay geçmesine rağmen sabahlara kadar sıçrıyor, ağlayarak uyanıyor. Unutmuyoruz, unutturmuyoruz diyorlar ya, her şey yalan, maalesef hepimiz unutulduk, her şeyin üstü kapandı.” şeklinde konuştu.

Editör: Editör 02