Her ne kadar bir yapının kapısından içeri girildiğinde görünen ilk boşluk diye tarif edilse de, toplumsal-siyasi-ekonomik manada hükümetler, iktidarlar tarafından verilen kararları etkileme çalışması. Diğer bir ifadeyle lobicilik siyasi ikna sanatıdır ve o şehrin akil insanları bu sanatı başarılı kılmak için mücadele verirler.
Bir kentin dışarıda güçlü görünmesi, tanınması ve siyasi-ekonomik ve toplumsal güç haline gelmesi…
Tekrar başlığa gelecek olursam; Biri söylese, üstüne basa basa ısrar etse, anlatsa inadına, gördüm dese, okudum dese inanmaz, ‘Get lan işine, benle kafa mı buluyorsun!’ derdim. Kesin aklında zoru var diye düşünür, kafayı yediğine hükmederdim. Arardım Bakırköy’ü, ‘Alın götürün şunu!’ ricasında bulunurdum. Çünkü imkansızı yaşadık aylarca, senelerce… Örnekleriyle…
Ama gördüm. Gördüm ve inanamadım. Hayret ettim, şaşırdım.
Hele hele bu haber Gaziantep gibi şehir milliyetçiliği konusunda sürekli, ısrarla hakkını teslim ettiğimiz bir gazi şehrimizde yayınlanan bir gazetede çıkması, doğrusu acayip şaşkına çevirdi beni.
Bak, siz de meraklandınız şimdi.
*
Komşunun yerel gazetesi Gaziantep27’de çıkan son sayısında, Gaziantep Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Sermet Atay, iddialı bir cümle kullanmış, gazeteye verdiği röportajda, demiş ki; ‘Lobimiz yok! Maraş lobisi bizden güçlü!’
Devam etmiş, Gaziantep’in ilk kez bakansız bırakıldığını söylemiş. Esef etmiş, moral bozulmuş, tepki göstermiş anlayacağınız. Milletvekili Atay haklı, her dönemde, kabinede bir-iki bakan mutlaka çıkardı. Demek bu kez hükümette bakansız kalınca ve de ekleyip; ‘Gaziantep ürettiği için cezalandırılıyor! Okulu biz yapıyoruz, polis arabasını biz alıyoruz, lojman bizden, ambulansı biz alıp veriyoruz, ya arkadaş Allah aşkına devlet bize ne yapacak!’ deyince, en çok da lobicilik meselesinde bizim bir adım önde olduğumuza vurgu yapınca, dedim ya, hem şaşırdım, hem sevindim şehrim adına. Lobicilik meselesinde komşuyu geride bıraktığımıza. Üstelik de bunu toplumsal duyarlılığı olan, komşunun milletvekilinin ağzından duyunca, şehrimle, senelerdir içimize, ruhumuza sinen algıyı kırdıkları için bu şehirde yaşayan, bu şehir için yüreği pır pır eden siyasiler, basın mensupları, sivil toplum kuruluş kanaat önderleri adına gurur duydum.
Ürettiğimiz, istihdam sağladığımız için de ödüllendiriliyoruz çok şükür!
Ünlü düşünür-yazar T.S. Eliot; ‘Başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar!’ demişti. Biz Maraş camiası olarak hep imrendik komşumuzla.
Uçaklarımız havada bir kuşun kanadından oluşan kadar rüzgâr yokken dahi inemeyip Gaziantep havaalanına indiğinde Gaziantep lobisinin ağır bastığını, bu komşu ilin lobisine yenik düştüğümüzü söyledik, yazdık, tartıştık senelerdir.
Milletvekili Atay’ın dediği gibi, her dönemde bir değil, iki bakan kabinede yer alırken, bizim bir tane bile bakanımızın olmayışından yakındık, kanayan yara misali siyasi açıdan lobimizin olmadığını esefle karşıladık.
Şehir milliyetçiliği meselesinde her zaman tartışmasız öne koyduk komşuyu. İmrendik, kıskandık, ‘Bizim niye lobimiz güçlü değil, niye komşuya her fırsatta yenik düşüyoruz!’ diye iç geçirdik, kahrettik, kahrolduk.
Çünkü, yatırımlar-projeler, imtiyazlar, ayrıcalıklar konu edildiğinde, komşu her zaman pastanın en lezzetli tarafından en büyük payı aldı, yedi senelerce.
Nihayetinde içimizi kemiren bu algı yıkıldı, yok oldu, komşu ilin milletvekili bir itirafta bulundu, bizim kendilerinden lobi meselesinde daha ileride, daha güçlü olduğumuzu itiraf etti.
*
Peki bu nasıl oldu, komşu kentin milletvekilini bu itirafa zorlayan sebep neydi? Gelin bir de başka bir pencereden bakalım hadiseye.
Bir kere, son dönemlerde, Kahramanmaraş siyasetine bir kalite, bir seviye, bir cesaret, bir feraset geldi. Yok denilse de, burun kıvıranlar çıksa da, birlik-beraberlik ruhu aşılandı topluma. Siyasiler de bu meselede samimi davrandılar, kentin sorunlarını dışarıya, taşraya, Ankara’ya, bakanlar ve Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan nezdinde Külliye’ye taşıyarak kazanımların elde edilmesinde ön ayak oldular.
Tabi burada önderliği, bir önceki dönem bakanımız sayın Vahit Kirişçi hayata geçirdi. Milletvekili arkadaşlarıyla. Büyükşehirle koordineli, uyumlu çalışma sayesinde.
Unutmayın ve bir kenara yazın; Başarı hikayeleri tek başına yazılmıyor. Yalnız olursanız, sadece kitabın önsözünü yazabilirsiniz!
*
Senelerdir…
Bizi hep başkalarının, komşunun yolunda izlemeyi sürdürünce, ayak izi bırakmadık. Neticede bu algıyı da yıktık, kırdık! Üzerimizdeki ölü toprağını kaldırdık, sisleri-bulutları dağıttık, miras gibi senelerce aktarılan algıyı yerle yeksan ettik.
Bu meselede sivil toplum kuruluşlarımızın, yatırımda çeşitliliğe doğru hızlı bir ilerleme kaydeden, üreten, istihdam sağlayan, ihracat yapan işletmelerimizin her türlü ekonomik darboğaza karşın yılmadan, bıkıp usanmadan üretimi sürdürmeleri. Bu meselede öncülük eden başta Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı, Kipaş Holding YKB sevgili Hanefi Öksüz ve bu şehir için üreten, istihdam sağlayan, ekonominin kahramanlarına teşekkür ediyoruz!
*
İlk örneği sanayi kesiminden vereyim, Ticaret ve Sanayi Odasının mümtaz Başkanı sevgili Mustafa Buluntu…
Başkan sayın Buluntu ve yönetimi, lider ruhu ve şuuru ile hem sanayi alanında hem toplumsal sorumluluk projelerinde şehri dışarıya taşıdılar, şehir adına atılacak her adımın yanında oldular, her projeye paraf değil, imza attılar!
Mustafa Narlı… Kusuru bakılmasın, Ticaret Borsası’nın senelerdir adı var, kendi yoktu. Binası vardı, içi boştu. Fakat sayın Narlı ne zaman ki başkan seçildi, Borsa’nın ruhu değişti, üyelerin kaderi değişti, yine şehrin temel sorunlarının çözümü noktasında Ankara’yı Çarşıbaşı yoluna çevirdi. Ekonomik ve sosyal proje noktasındaki kazanımları çok.
İki Mustafa’nın cesareti, feraseti ve özgüveni, şehri ekonomik, sosyal açıdan ayağa kaldırdı.
Bu listeye, bu güçlü kadroya Serbest Muhasebe Mali Müşavirler Odası Başkanı sevgili Abdullah Kalın’ı,
Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı sevgili Ahmet Kuybu’yu,
MÜSİAD Şube başkanı sevgili Şerafettin Özcan’ı da gönül rahatlığı ile ekleyebiliriz.
*
Tabi ki Büyükşehir Belediye Başkanımız sevgili Fırat Görgel’i unutmuş değilim. Ne mümkün!
Seçileli neredeyse 11 ay oldu olacak! Sanki 11 yıllık yerel yönetici liderliğinde şehrin ihya ve inşası meselesinde halkı için uykuları haram eden bu genç adam, teknik belediyecilik ve sosyal belediyecilik alanındaki başarıları yakında meyvesini verecek.
Depremle yıkılan şehir yeniden ayağa kalkacak, insanların refahı, huzuru ve yaşanabilir hale getirilmesi noktasındaki projeleri hayata geçtiğinde, Maraş’ın eski Maraş olmadığı gerçeği ile yüzleşeceğiz.
Tüm desteğimizle!