Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 19 kişilik davanın 8. duruşması bugün saat 09.30 da başladı ve yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından dava, 10 Mayıs 2023 tarihine ertelendi.
Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin “helikopter kazası” sonucu ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmaya “FETÖ’nün talimatıyla müdahale ettikleri” ileri sürülen 19 kişi hakkında Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada sanıklar duruşmaya SEGBİS üzerinden katıldı.
Sanıklar arasında farklı davalar nedeniyle cezaevinde bulunan aralarında FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına suikast timinde yer aldıkları gerekçesiyle mahkum edilen ve bu dosyanın da sanıkları olan Davut Uçum ile Aydın Özsıcak da yer alıyor.
Duruşmaya davanın avukatları, Yazıcıoğlu'nun yakınları ve BBP'li vatandaşlar katılıyor. Bugünkü görülen duruşmada, 5 Ekim 2022 tarihinde görülen 7'nci duruşmada mahkeme heyetinin dosyadaki bazı sanıkların ana soruşturmadaki şüpheliler olduğunu ve suçlarının da benzer olduğunu belirterek ana soruşturma dosyasının beklenilmesini talep etmişti, işte bu gün görülen duruşmada ana sorusturma dosyasındaki hususlar görüldü.
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Yazıcıoğlu'nun avukatlarından Kemal Yavuz, “Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının davasına ilişkin görülen duruşma bilindiği üzere 10 Mayıs 2023 tarihine ertelenmiştir. Kahramanmaraş 2 ağır ceza mahkemesinde terörle irtibatı münasebetiyle özellikle helikopterin GPS cihazının sökülmesi arama kurtarmada ihmallerin olması nedeniyle bir yargılama devam etmekte. Ama asıl ana dosya davanın en geniş anlamda Muhsin Yazıcıoğlu'nun suikastine ilişkin dava Kahramanmaraş Cumhuriyet başsavcılığında devam ediyor. Ana dosyada da biliyorsunuz dosyada yeni bir gelişme olduğunu biz de basından öğrendik. Basından öğrendiğimize göre daha önce 2012 yılında bütün yolcularda %12'den başlayarak artan oranlarda karbonmonoksit tespit etmişti yine bizim için burada en önemli helikopteri sevk eden pilot olduğu için pilotun karbonmonoksit oranı yüzde 26.7 oranındaydı.. bu dirençli bir bireyde dahi karbonmonoksit açısından etki yapacak bir düzeydir dolayısıyla helikopteri sevk ve idare etmede zorlanacak şekilde karbonmonoksitin helikopter kabininde bulunduğuna dair bir veriydi.bu konuda Kahramanmaraş Cumhuriyet başsavcılığı basından öğrendiğimize göre yeni bir soruşturma başlatmış durumda. Ayrıca kaza Kırım raporu niteliği taşıyacak yeni bir araştırma yapılmasına ilişkin talebimiz vardı. Bu talebimizin de karşılanacağına ümit ediyorum. Bunun yanı sıra değerli arkadaşlar 2 ağır ceza mahkemesinde yürütülen yargılama esas itibarıyla ana davanın bir kısmını içerdiği için, daha önce de biliyorsunuz arama kurtarmada ihmali olanların hem yüksek dereceli memurlar yönünden yargıtayda diğer memurlar açısından Kahramanmaraş'ta bir kısım yargılamalar oldu kararlar kesinleşti. Ama biz bütün bu yargılamaların Çünkü ortada bir suç ve bir eylem var, bu suçların birbirinden ayrılarak yargılanma cihetine gidilmesinin ceza usulüne aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bir tek dosya adı altında toplanması gerektiğini ifade etmiştik. Nihayetinde Kahramanmaraş ikinci ağır ceza mahkemesi bizim bu talebimizi kabul ederek bekletici mesele yaptı yani ağır ceza mahkemesi Kahramanmaraş Cumhuriyet başsavcılığındaki ana soruşturma dosyasının sonucunu beklemeye, beklediğinde o dava açıldığında bu davanın o davayla yani ana soruşturma dosyası ile birleştirilmesine karar verdi. Bu bizim 13,5 yıldır sürdürdüğümüz mücadelede belki de ilk ve en önemli husustur. Yani neticesi itibarıyla biz şunu kabul ettirmiş olduk. Bu suç bir bütündür, eylem bir bütündür, arama kurtarmayı yapmayanlar GPS cihazını sökenler, delil karartanlar, delillere ulaşılmasını engelleyenler örgütlü FETÖ yapısının unsurlarıdır. Dolayısıyla gerçekleştirilen suikastin de bunlar parçalarıdır. Yani bir amaçlı suç var. Amaç helikopteri suikaste uğratmak. Aras suçlar ise işte bu delilerin yok edilmesi, yeni delil üretilmesi, sahte delil üretilmesi, arama kurtarmanın engellenmesi. Biliyorsunuz orada yaşayanlar oldu, 6 saat yaşayanlar oldu 2 saat yaşayanlar oldu; onların canlı kurtarılmasının önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen eylemler var. Bu eylemlerin hepsi ortaya çıkmış ve hukuk tarafından hepsi de kabul edilmiş durumda. Biliyorsunuz bir kısım kararlar da kesinleşti. O bakımdan bunu rahatlıkla söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.