Anma programı, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Ankara Şubesi tarafından, Kahramanmaraş Kültür Derneği’nde gerçekleştirildi.

Programa; şair Ahmet Sandal, eğitimci Zümrüde Kayabaşı, şair- yazar Âdem Konan ve birçok sanatsever de katıldı.

Oturum başkanlığını Şair Ahmet Sandal yönetimindeki gerçekleştirdiği panelde Karakoç'un şiiri ve hayatı konuşuldu.

KARAKOÇ, YAŞANTISI VE DURUŞUYLA ÖRNEK OLDU

Şair- yazar Âdem Konan, Abdurrahim Karakoç’un yaşantısı, duruşu, kitapları ve şiirleri ile örnek olduğunu kaydetti.

Konan, Abdurrahim Karakoç’un adından sıkça söz edilen bir sanatçı olduğunu ve tanınan bir isim olduğunu söyledi.

Konan, şunları kaydetti:

“Ortaokul yıllardan beri tanıdığım, inandığımız değerlere ve siyasi mücadelelere bayraklık yapan bir şairdi. Abdürrahim Karakoç Mihriban'la öne çıkıyor ama aslında hiciv ve dava şairiydi. Abdurrahim Karakoç, yüzlerce şiir yazdı. Yazdığı şiirler Türk edebiyatının incisi sayılabilecek şiirler. Sadece şairi Mihriban’a sıkıştırıyor. Abdurrahim Karakoç ömrünü adadığı bir davası var. Düşüncesi var, üzüntüleri var, sevinçleri var, aşkları var, sevgileri var.”

Konan, şairin Kahrammaraş’ın Elbistan ilçesinin bir köyünde 1932 yılında dünyaya geldiğini belirtti.

120 bin TL'lik telefon nöbeti! Geceden kuyruğa girdiler 120 bin TL'lik telefon nöbeti! Geceden kuyruğa girdiler

Abdurrahim Karakoç’un çocukluk çağından itibaren şiire ilgi duymaya başladığını dile getiren Konan, Karakoç’un ailesinin de sanatçı olduğuna işaret etti.

air2

Son yüzyılın en büyük şairlerinden birinin Karakoç olduğunu belirten Konan, şunları aktardı:

“Aile sanatçı. Dedesi Mehmet Efendi şair. Abdürrahim Karakoç'un ve kendisi gibi şair olan kardeşlerinin en büyük şansı babası Ümmet Karakoç'tu. Kardeşleri de şairdi. Yani Abdürrahim Karakoç şair bir ailede doğmuş ve büyümüştür. Ailesini tanıdım. Aile bireylerinde sanata yatkınlık ve düşkünlük var. Evde Köroğlu, Seyrani, Dadaloğlu, Nef'i ve hatta divan edebiyatı okundu. Bir çocuğun böyle şiirler yazması tesadüf değildir, Abdürrahim Karakoç'un bir temelinin olduğunu gösterir."

Abdürrahim Karakoç'un ilkokulu 4. Sınıfta bitirdiğini ve okulu birincilikle bitirdiğini dile getiren Konan, şairin sadece şiir yazmadığını kendini her alanda geliştirdiğini de söyledi.

Konan, “Marangozluk kursuna gitti. Sadece şiir yazan bir adam değil. Her şeyi öğrenmeye çalışan bir şair. Şiire bakışı, çok daha gelişen bir çizgide. Karakoç, emsali bulunmayacak bir dava şairi. Kendisini davasına adamış bir şahsiyet. Karakoç ayrıca sendika başkanlığı da yaptı. Medeni cesareti çok yüksek. Çok girişken.” dedi.

KARAKOÇ'UN ŞİİRLERİ OKUNDU

Abdürrahim Karakoç'un ilk şiirlerini ilkokul yıllarında yazmaya başladığını belirten Konan, şiirlerinde kullandığı dilin ise etkin ve kesin olduğunu söyleyerek, dili en etkili en akıcı kullanan bir şair olduğunu kaydetti.

Konan, Karakoç’un sürekli okuduğunu ve araştırdığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Abdürrahim Karakoç'un müthiş bir hafızası var. Duyguları diridir. Ailesinin ve çevresinin değerlerini özümseyen hatta okuyarak kültürel değerleri genele taşır. Abdürrahim Karakoç, yerel- bölgesel bir arşivdir. Ufku çok geniş. Kendinden önceki ve sonrakilere de örnek olmuştur. “

"KARAKOÇ, HALK İNSANIYDI"

Şair Ahmet Sandal 2006 yılında Abdürrahim Karakoç’u evinde ziyaret ettiğini söyledi.

Sandal, şairin kutsal topraklara gittiğinde yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Üstada sordum; ‘Kahramanmaraş’tan neden çok şair çıkıyor?’ dedim. Ben çok bilimsel bir açıklama yapacağını sandım. Bana dedi ki; ‘Ahmet Bey, toprakla alakası yok. Herkes birbirine bakıyor. Bu yazıyorsa ben de yazarım diyor. Bana ayrıca kutsal topraklarda yaşadığı anılarını da anlattı: Allah yapmış olduğumuz hizmetleri hikmete çeviriyor. Benim yapmış olduğum İslami çalışmaların Allah tarafından kabul gördüğünü inanıyorum. Rahmetli hacca gitmeden önce konulu kırmış. Kutsal topraklara kırık kola gitmiş. En büyük ikramlara mahzar oldum. Kuyruklarda beklememiş. Kutsal topraklarda güzel hikmetlere maruz kalmış. Benim giderken dert olarak düşündüğüm durum bana hikmet oldu. Allah gani gani rahmet eylesin. Karakoç halk insanıydı. “

Abdurrahim Karakoç’un yeğeni olan eğitimci Zümrüde Kayabaşı ise Karakoç’un (eniştesi) evinde bir süre yaşadığını anlattı.

Eğitim için Kahramanmaraş’tan Ankara’ya geldiğini ve o süreçte halası ve eniştesiyle yaşadığını söyleyen Kayabaşı, Abdürrahim Karakoç’u hasretle ve rahmetle andığını ve kendisi üzerinde çok emeği olduğunu aktardı.

Ankara’da halası ve eniştesiyle yaşadığı evde güzel anılar biriktirdiğinden söz eden Kayabaşı, Karakoç’un çok sevilen bir şair olduğunu da söyledi.

"KARAKOÇ, MANEVİ BABAMDI"

Kayabaşı, eniştesi Karakoç’la güzel anılar biriktirdiğini ve aile oldukları kendisini kızı yerine koyduğunu belirterek, “Karakoç, manevi babamdı. Evde sükûnet ve huzur vardı. Asla daktilosundan vazgeçmedi. Yerli ve milli bir adamdı. Şairliğiyle gönül ustasıydı. Yaradılış gayesine uygun yaşadı. Vatandaşın derdini dinlerdi. Dava adamıydı.” dedi.

Abdürrahim Karakoç’un gece çalıştığını söyleyen Kayabaşı, “Ben sınavlarıma çalışırdım sabaha kadar, eniştem ise yan odada sürekli çalışıyordu. Daktilo sesini hep duyardım. Sabah ezanına kadar çalışırdı. Ne yazıyorsun? Diye sorardım. “Davalar” derdi. Özellikle Akit gazetesine yazardı.” diye belirtti.

“YAŞADIĞI DÖNEMDE İMRENİLEN BİR ŞAİRDİ”

Kayabaşı, Karakoç’un insanlar tarafından çok sevildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Yaşadığı dönemde imrenilen bir şairdi. Şiirleriyle muhalif bir söylem geliştirdi. Doktor Bey ve Hâkim Bey şiirleri çok önemli ve sevilen şiirleridir. Onu tanımak benim için bir ayrıcalık. Hiciv ve mizahı bir araya getiren nadir şairlerden biri.”

Abdürrahim Karakoç’un 25-26 yaşına kadar yazdığı bütün şiirleri sobaya atıp yaktığını belirten Kayabaşı,"Şiirleri neden yaktığını sorduğumda 'O şiirler benim hamlık dönemime aitti, Abdürrahim Karakoç algısının ileride kötü etkilenmemesi için yaktım' diyor. O şiirleri yakmasaydım Abdürrahim Karakoç olamam" dedi.

SİYASETİ HİÇ SEVMEDİ

Kayabaşı, Abdürrahim Karakoç’un bir dönem siyasete de adım attığını ancak siyaseti sevmediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Eve çok siyasiler geldi. Siyasete neden girdin? Diye sorduğumda: Allah rızası için girdim. Allah rızası için de çıktım derdi. İktidarı eleştirdi. Siyaseti hiç sevmedi. Muhafazakâr milliyetçi bir insandı. Muhsin Yazıcıoğlu’nu kırmadı."

Kayabaşı son olarak, Abdürrahim Karakoç’un “Hak Yol İslam” şiirini okudu.

Ahmet Sandal ise şair- yazar Cahit Zarifoğlu'nun hayatını anlattı.

Abdurrahim Karakoç'un özgeçmişi

Elbistan Belediyesinde 1958-1985 yıllarında muhasebeci olarak çalışan ve aşık tarzı şiirin büyük ustaları arasına giren Karakoç'un ilk eserleri Elbistan'da yayımlanan Engizek gazetesinde yer aldı.

Hece vezniyle aşk, gurbet ve sosyal temalı şiirler kaleme alan Karakoç, ironik yazılarıyla da geniş kitlelere hitap etti.

Yazdığı şiirlerinden bazıları bestelenerek birçok sanatçı tarafından seslendirilen Karakoç'un ''Mihriban'' adlı eseri, Türk halk müziğinin unutulmazları arasında yer alıyor.

''Yasaklı Rüyalar'', ''Gerdanlık 1-2-3'', ''Parmak İzi'' adlı kitapları bulunan ünlü şairin ''Çobandan Mektuplar'' adlı denemesi de basıldı.

Abdurrahim Karakoç, evli ve 3 çocuk babasıydı.

Editör: Editör 02