Bu çığır açan buluş, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Metan Gazı ve İklim Değişikliği İlişkisi
Metan gazı, küresel ısınmaya neden olan sera gazları arasında karbondioksitten sonra en tehlikeli gaz olarak kabul ediliyor. Özellikle hayvancılık sektörü, metan emisyonunun önemli kaynaklarından biri. KSÜ’de yapılan bu araştırma, hem iklim değişikliğiyle mücadeleye hem de hayvancılıkta verimliliğin artırılmasına katkı sağlayacak.
Prof. Dr. Adem Kamalak ve Ekibinin Çalışması
Prof. Dr. Adem Kamalak liderliğindeki ekip, TÜBİTAK destekli proje kapsamında sumak ve menengiç yapraklarının hayvan yemine eklenmesinin etkilerini inceledi. Yapılan deneylerde, bu bitkilerle beslenen hayvanların %20 daha az metan gazı saldığı tespit edildi. Prof. Dr. Kamalak, “Metan gazı, hayvanların enerji üretim potansiyelini de olumsuz etkiliyor. Bu çalışmayla hem enerji kaybını azaltmayı hem de çevresel etkileri minimuma indirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Sumak ve Menengiç Yaprağının Kullanımı
Araştırmada, Türkiye’de bol miktarda bulunan sumak ve menengiç yapraklarının kurutularak hayvan yemine %10 oranında katılması önerildi. Bu yöntem, metan emisyonunu azaltmanın yanı sıra hayvanların enerji verimliliğini de artırıyor. Böylece hem çevre korunuyor hem de hayvansal üretimde verimlilik sağlanıyor.
Yerli ve Milli Ölçüm Sistemi
KSÜ’de geliştirilen ölçüm sistemi, diğer ülkelerde kullanılan sistemlerden 40 kat daha büyük bir kapasiteye sahip. Bu sistem sayesinde, metan gazı emisyonları daha net ve hassas bir şekilde ölçülebiliyor. İki yıl süren proje, hayvancılık sektöründe çevre dostu uygulamaların önünü açıyor.
Bu araştırma, özellikle hayvancılık sektöründe sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamaların yaygınlaştırılması açısından büyük önem taşıyor. Sumak ve menengiç yapraklarının kullanımı, hem ülke ekonomisine katkı sağlayacak hem de iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak.