Ancak, Afşin-Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu, bu plana karşı çıkarak Bakanlığa sesleniyor ve ÇED raporuna onay verilmemesi çağrısında bulunuyor.

Afşin ilçesinin Çoğulhan Mahallesi'nde bulunan ve Çelikler Holding’e ait Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne yeni üniteler eklenmesi haberi, yıllardır kirli hava soluyan bölge halkını endişelendirdi. Afşin-Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu, Bakanlığa seslenerek, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna onay verilmemesi için çağrıda bulundu.

Kahramanmaraş’taki hava kalitesi ölçüm istasyonlarının verilerine göre, şehir yılın 200 günü ulusal limit değerlerin üzerinde hava kirliliğine maruz kalıyor. Dünya Sağlık Örgütü limit değerlerinin 5 ila 8 katı kadar kirli hava soluyan şehir, Türkiye’de hava kirliliğine bağlı en çok ölümün yaşandığı ilk 10 şehir arasında yer alıyor. Sekiz üniteye sahip Afşin A ve B santrallerinin hiçbiri, güncel mevzuattaki limit değerleri sağlayacak nitelikte baca gazı arıtma tesislerine sahip değil.

Yeni Üniteler de Temiz Değil

Kahramanmaraş’taki kapalı yol karayollarının bültenine bile girmedi! Kahramanmaraş’taki kapalı yol karayollarının bültenine bile girmedi!

1984 yılından beri işletmede olan dört üniteye sahip Afşin A Termik Santrali'nin, kurulduğu yıldan bu yana 16 bin 530 kişinin erken ölümüne sebep olduğu hesaplandı. Çelikler Holding’in yeni yapmak istediği iki ünitenin, en üst düzeyde filtre kullanılsa bile 1900 erken ölüme yol açacağı ortaya kondu. Bölgedeki çalışmalar, santrale yakın topraklarda arsenik, kadmiyum, kurşun, çinko, bakır, mangan, molibden ve demir gibi ağır metallerin ve iz elementlerin oranlarında önemli artışlar olduğunu gösteriyor.

Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’ndan Mehmet Dalkanat, “Afşin-Elbistan’ın bir termik santral daha kaldırabilecek durumda olmadığını” dile getirerek, “Halkımız endişeli. 40 yılı aşkın süredir havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirleyen termik santrallere bir yenisinin daha eklenmesi, buradaki halk sağlığını hiçe saymaktır. Bilimsel çalışmalar, son 20 yılda buradaki kanser vakalarının 8 kat arttığını gösteriyor. Bu gerçekleri görmezden gelmeden Bakanlığın ÇED başvurusunu geri çevirmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Dalkanat sözlerine şöyle devam etti: "50 yıl önceki gibi elektrik üretimi için kömüre mahkum değiliz. Enerjide bağımsızlığımızı sağlayacak, ucuz ve temiz seçeneklerimiz var. Örneğin, bugün güneşten elektrik üretmenin maliyeti megavat saat başına 39,1 ABD doları iken, yerli kömürden elektrik üretmek megavat saat başına 61,6 ABD dolara mal oluyor. Ayrıca, deprem sonrası toparlanmaya çalışan ilçemiz için çatı ve arazi tipi güneş santralleri istihdam ve kalkınma seçenekleri de sunuyor."

Enerjiyi farklı yollardan elde edebileceğimizi ve daha fazla istihdam yaratabileceğimizi belirten Dalkanat, "Dünya kömürden çıkmaya hazırlanıyor. Biz de ülke olarak söz verdik ve 2053'te tüm kömürlü santralleri kapatacağız dedik. V. ve VI. Ek ünitelerin çalışma takvimi bu plana uygun değil. Kısa bir süre sonra kapatmak zorunda kalacağımız bir proje için hem maliyet hem de çevresel kayıplar açısından uygun bir yatırım olmadığı çok açık" şeklinde konuştu.

Editör: Editör 02