EKONOMİ

Çiftçi ve çalışan emekliye de 5 bin TL ikramiye verilecek!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İlk düzenlemeden yararlanamayan, çiftçi ve BAĞKUR'lu esnaf emeklimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklimiz de 5 bin TL ödeme imkanından faydalanacak" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler" başlıklı Öğretmenler Günü Programı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Biliyorsunuz dün Cumhurbaşkanlığı Külliye'mizde 6 yıl önce hain terör örgütü PKK tarafından Batman'da katledilen öğretmen Şenay Aybüke Yalçın'a ithafen hazırlanan sinema filmini ailesiyle birlikte gözyaşlarıyla seyrettik. TRT'nin emeği ve gayretiyle hayat bulan Aybüke; Öğretmen Oldum Ben filmi, şehidimizin aziz hatırasına hürmeten bugün ülkemiz genelinde gösterime girdi. Henüz 22 yaşındayken öğrencilerinden alçakça koparılan şehit Aybüke Öğretmen'in hayatını, umutlarını, mücadelesini sinemaya taşıyan bu özel filmi, öğretmenlerimizle birlikte tüm gençlerimizin izlemesini tavsiye ediyorum.

Çiftçi ve çalışan emekliye de 5 bin TL ikramiye verilecek

Uzun yıllar ülkeye hizmet edip milletimize vazifelerini başarıyla yerine getirdikten sonra bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler temenni ediyorum.

Bu vesileyle emeklilerimizle ilgili bir müjdeyi sizlerle ve aziz milletimizle paylaşmak istiyorum. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek amacıyla geçen ay bir defaya mahsus 5 bin liralık ilave ödeme kararı almıştık. Bununla ilgili kanun teklifimiz Meclisimizin onayından geçti ve 10 milyon 430 bin çalışmayan emeklimizin hesabına 5 bin liralık ödemeleri yatırıldı. Açıkçası emeklerimizin bir kısmının dışarıda bırakılması şahsen bizim de içimize sinmeyen, bizim de hakkaniyetli bulmadığımız bir durumdu. Dahası bunun çiftçi ve esnaf emeklilerimizin içinde yer aldığı diğer emeklilerimizde bir gönül kırgınlığına sebep olduğunu üzüntüyle müşahede ettik.

Pazartesi günkü kabine toplantımızda çalışma ve maliye bakanlarımıza gerekli düzenleme ve düzeltmelerin süratle yapılması talimatını verdim. Bakanlarımız hazırlıklarını bugün itibarıyla tamamladılar. İnşallah önümüzdeki hafta ilgili kanun teklifini Meclisimize sunacağız. İlk düzenlemeden yararlanamayan çiftçi ve Bağ-Kur'lu esnaf emeklilerimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklimizin de tek seferlik 5 bin liralık ödeme imkanından faydalanmalarını sağlayacağız.

Böylece 15 milyon 120 bin emeklimizin tamamına bir defaya mahsus 5 bin liralık ödeme gerçekleştirmiş olacağız. Aldığımız kararın başta çiftçi ve esnaf emeklilerimiz olmak üzere diğer tüm emeklilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah bundan sonra da emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.

"Bir toplumu köklerine bağlayan ana damar hiç şüphesiz eğitim öğretimdir"

Bu sene millet olarak tarihimizin en önemli eşiklerinden birini daha aşmanın bahtiyarlığını yaşadık. Cumhuriyetimizin ilanının 100'üncü yıldönümünü hep birlikte muhteşem bir coşkuyla, gururla ve heyecanla kutladık. Bugün de "100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler" temasıyla 24 Kasım Öğretmenler Günü'müzü idrak ediyoruz.

Ülkemiz genelinde bu tema çerçevesinde gerçekleştirilen çeşitli etkinlikleri maziyi hatırlama, istikbale yön verme açısından çok anlamlı buluyoruz. Nasıl bir ağaç toprağın derinliklerine uzanan kökleriyle yaşarsa, unutmayalım ki bir toplum da geçmişiyle kurduğu köprülerle ayakta kalır. Cemil Meriç bu gerçeği, 'Ağaç kökleriyle yaşar, insanlar da…' ifadesiyle dile getirmiştir.

Çağın getirdiği sıkıntıları, problemleri, meydan okumaları ve yozlaşma tehditlerini milletler ancak kökleriyle bağlarını sağlam tutarak aşabilirler. Diğer türlü rüzgarın önündeki kuru yaprak misali sağa sola savrulmaktan kurtulamazlar. Bir toplumu köklerine bağlayan ana damar hiç şüphesiz eğitim öğretimdir.

"Eğitim öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik"

Türkiye'nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun eğitim öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik. Hükümetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim öğretime ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün bu miktar 652 milyar liraya çıkmıştır. Şu an Meclis'te görüşmeleri devam eden 2024 yılı bütçemizde eğitim öğretime tahsis edilen tutar ise 1 trilyon 620 milyar liradır.

Derslik sayımız, 343 binden aldık 619 bine, okul sayımızı 50 binden 95 bine yükselttik. Öğretmen kadromuzu yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. 2023-2024 eğitim öğretim yılında resmi, özel toplam 1 milyon 203 bin öğretmenimizle 19 milyon öğrencimize şu anda eğitim öğretim hizmeti sağlıyoruz. Eğitimin altyapısına yaptığımız devasa yatırımların olumlu sonuçlarını çok geniş yelpazede gördük.

2002 yılında derslik başına ilköğretimde 36, ortaöğretimde ise 30 öğrenci düşüyordu. Benim öğrencilik yılımda bizim sınıflardaki öğrenci sayısı 75'ti. Hele hele Anadolu'da bu rakam 100'lere ulaşıyordu. 80, 90, 100 böyleydi… Ama şimdi biz bunu 30, 25, hele hele bazı yerlerde 15'e düşürdük. Çünkü kaliteli bir eğitim öğretimi başarmak kararındayız. Hamdolsun şu anda bunu da başardık, başarıyoruz. Bu ilköğretimde 23'e, ortaöğretimde 22'ye indirdik.

Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız da aynı şekilde ilköğretimde 28'den 18'e, ortaöğretimde 28'den 12'ye geriledi. Bu oranlarla derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ortalamasına yaklaştık. Bu Türkiye'nin geldiği konumu göstermesi bakımından çok önemli.

"Okullaşma oranımız Cumhuriyet tarihinin zirvesine ulaşmıştır"

Yine bu dönemde okullaşma oranlarımız eğitimin tüm kademelerinde Cumhuriyet tarihinin zirvesine ulaşmıştır. Farklı sebeplerle okula gidemeyen kız çocuklarımızın önündeki engelleri kaldıran biz olduk. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılmasına kadar birçok adım attık.

"Yaklaşık 4 milyar ders kitabının dağıtımını gerçekleştirdik"

Göreve geldiğimizin ilk senesinde biz dedik ki bu eziyete son vereceğiz. Ders kitaplarını ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladık. Bugüne kadar yaklaşık 4 milyar ders kitabının dağıtımını gerçekleştirdik. 2023-24 eğitim öğretim yılında 171 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak ulaştırdık. Okullarımızda 560 bin etkileşimli tahta kurduk. 2023 yılı sonuna kadar bu sayı inşallah 620 bine ulaşacak.

Bunlarla birlikte katsayı adaletsizliğini kaldırarak kesintisiz eğitim dayatmasını sonlandırarak, meslek liselerinin önünü açarak, imam hatip okullarının kapısına vurulan zincirleri kırarak, kılık kıyafetle ilgili yasaklara son vererek, Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini yaygınlaştırarak, yaşayan diller ve lehçeler dersleriyle beşeri zenginliğimizin farkına vararak eğitimde çok kapsamlı bir demokratik dönüşüme imza attık.

"Atamalarda da önceliği hep eğitim öğretime verdik"

Muhalefet tarafından sürekli istismar edilen bir hususu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bakınız biz hükümet olarak sadece bütçede değil, atamalarda da önceliği hep eğitim öğretime verdik. Şu an kamuda görev yapan öğretmenlerin yüzde 80'i bizim iktidarlarımız döneminde atanmıştır. Her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Mayıs ayında 45 bin öğretmenimizi daha öğrencileriyle buluşturduk. Bundan sonra da ihtiyaçlar ve imkanlar dahilinde gerekeni yapacağız. Evlatlarımızın eğitiminden hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Biz eğitim-öğretim konusunu doğrudan bekamızı ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyor, her türlü siyasi hesabın üstünde tutuyoruz. Bu konuda her türlü ufuk açıcı tenkide, yol gösterici teklife de açığız.

"En düşük öğretmen maaşı 23 bin 900 liraya çıktı"

Atamalar yanında üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir diğer husus, öğretmenlerimizin maaşları ve özlük haklarıyla ilgili iyileştirmelerdir. Bunda da zaman zaman maalesef çeşitli iddialara ve ithamlara rastlıyoruz. Oysa ki hükümetlerimizin hüsnüniyeti ve karnesi apaçık ortadadır. 2002 yılında en düşük öğretmen maaşı ek dersler hariç 470 lirayken bugün bu rakam 23 bin 900 liraya çıktı.

2002 yılında kasım ayı itibarıyla bir öğretmen ek ders hariç 292 dolar kazanırken, bugün dolar bazında bunun yaklaşık 3 katı maaş alıyor. Yani hem Türk lirası hem de dolar olarak reel artış söz konusu. Elbette bunları söylerken her şeyin mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Tüm dünyada enflasyonun son 70 yılın zirvelerini zorladığı bir ekonomik atmosferden bizim etkilenmememiz düşünülemez. Hayat pahalılığının ve büyükşehirlerimizdeki fahiş kira artışlarının ücretli çalışanlarımız üzerinde oluşturduğu baskının farkındayız.

"Fahiş fiyat balonunun söndürecek tedbirleri artık hayata geçiriyoruz"

Ev sahiplerinin insaf dışı uygulamalarını bir kenara koyamayız. Dün bir vatandaşım bana onu söyledi. Dedi ki "Kiracıyım." Ne kadar ödüyorsun dedim. Başkanım dedi 'Şu anda ev sahibi beni ciddi manada sıkıştırıyor, 2500 lira veriyordum, şimdi kiramı 7500 liraya çıkardı, ya verirsin ya evden çıkarsın diyor…" İnsaf 2500'den 7500'e evin kirasını çıkarmak… Mecburen o ilçedeki belediye başkanımızı aradım. Ondan ricada bulundum. Dedim ki ya uygun bir kiralık yer bul, veyahut da bizim TOKİ'nin evleri varsa oradan kendisine bir imkan sağla. Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey değil. El ele vereceğiz, dayanışma halinde olacağız. Ama ben o ev sahibine, sende vicdan var mı? Diye sormak durumundayım. 1'e 3, bu kadar biz konut yapıyoruz. Bu yaptığımız konutlarla çözüm geliştirmeye çalışıyoruz ama insaf ya. 2500'den 7500'e çıkarıyorsun, bu ne vicdandır. Fahiş fiyat balonunun söndürecek tedbirleri artık hayata geçiriyoruz.