O dönem "Deprem kapımızda değil, ayaklarımızın altında" diyerek yetkilileri göreve çağıran Çabukel'in sözlerine kulak tıkamıştı.
Bu gelişmeler ışığında Önceki dönem İYİ Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Çabukel, yeni açıklamalar yaptı.
Evleri yıkılan ve hasar gören çok sayıda insan, hala kendi imkanlarıyla barınma sorununu çözmeye çalıştığını belirten Çabukel, depremden fazla etkilenmeyen yüksek bölgeleri tercih ettiğini ve bu kez de gıda ve erzak yardımından mahrum kaldığını dile getirdi.
Çabukel yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"O kadar çok söylenecek şey var ki, hem başı hem ortası, hem sonu... Yaşadığımız anlar... Yaşadığımız saniyeler... Yaşadığımız büyük deprem ve büyük depremden sonraki koordinasyon süreci yapılanma süreciyle birlikte şehrimizde AFAD'ın ve devlet kuruluşlarının dahil olma süreci ve belediyelerimizin belediye başkanımız başta olmak üzere belediyeler ile ilgili maalesef çok fazla söylenecek şey var.
Fakat hala söylemiyoruz, Çünkü deprem ve depremin artçıları devam ediyor. İnsanlarımız depremden sonraki mağduriyetleri aynen devam ediyor. KMBB Başkanı Hayrettin Güngör katıldığı bir televizyon programında, şehirde çadır sorununun büyük ölçüde karşılandığını anlattı. Yine diğer milletvekilleri çıktı dedi ki, 'Kahramanmaraş'ta hiçbir sorun yok, çadır sorunumuz çözülmüştür' dedi. Sanırım bunlar Kahramanmaraş'ta yaşamıyorlar. Deprem bitti, yaşamadık zannediyorum. Çünkü, biliyorsunuz Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı kahramanmaraş'taydı... Hayrettin Güngör, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş için, "Kendisini görmedim. Gelmiş gitmiş diyorlar. Burada da ne yaptıkları konusunda bilgi sahibi değilim" demiş. Yani şehre emin olarak teslim edilen kişi, Kahramanmaraş henüz kimlerin ne yaptığını, kimlerle beraber çalıştığını, kimlerin Destek olduğunu maalesef bilmeyecek durumda.
Şu anda bir çadır kentteyiz. İYİ Parti'miz tarafından beraberce kurduğumuz, arkadaşlarımıza çalışarak kurduğumuz çadır kentteyiz. burada yaklaşık şu an 1200 kişiyi misafir ediyoruz. Buradaki misafir olan insanlara bir nebze de destek olmaya çalışıyoruz. Fakat görünen o ki günde ortalama en az 150-200 kişi bizlere telefon açıp çadır istiyorlar. Yani şu anda Kahramanmaraş'ta çok büyük bir çadır ve barınma sorunu var. Kahramanmaraş'ta deprem sonrası birçok vatandaşımız güvenli bölgelere gitti. Onlar da yavaş yavaş dönmeye başladılar. görüyoruz ki çadır sorunu daha da büyümeye ve büyüdükçe de daha da büyük sorun o haline gelmeye devam ediyor.
Çünkü bu bölgede insanlar hala eve giremiyorlar. Hala bir hayalet şehrin içerisindeyiz. Ve bu çok normal. Çünkü hasar almış veya almamış olsa da çok büyük bir depremin içinden çıktık. Hangi evin ne kadar basınca ne kadar ivmeye, ivmelemeye maruz kaldığını bilmiyoruz. Hiç kimse bilmiyor. Sadece ön bir denetim yapıldı. Fakat gerçek anlamda denetimi Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından bizzat onların göndereceği ekipler özel ekipmanlarla yapmak zorunda.
Ondan sonra ancak insanlar artçıların da azalmasından sonra evlerine daha rahat girebilirler. Çünkü, her gün artçılar devam ediyor. Artçılar devam ederken evlerinize girmeyin uyarısı yapılıyor. Çünkü ne olursa olsun gerçekten büyük bir depremden çıktık. Kahramanmaraş'ta hala ayakta olan binalar var. Ayakta olan bina sahipleri evlerine girmek istiyor fakat şu an biraz daha beklemeleri lazım. O süreci de böyle çadırlarda geçirmeleri lazım.
Maalesef şehrimizde konteyner inanılmaz, neredeyse yok denecek kadar az hala konteynırla ilgili bölgede çok fazla çalışma da yok. Kente 1200-1500 gibi çok komik rakamlarda konteynır geliyor. Yani 700-800 bin kişinin dışarıda olduğu bir yerde hala 1500 aile için sadece 2000 aile için konteyner geliyor. Yani biz görmedik ama yapılabilmiş. Bunlar büyük sorun haline olarak devam ediyor.
Tabii bunun dışında beslenme sorunu var. İnsanlar gıda ihtiyaçlarına ulaşamıyorlar. Şu anda yaş sebze meyveye ulaşmak Kahramanmaraşlılar için veya çadırda yaşayanlar için mümkün değil. Ancak bir hayır sahibi bırakırsa, ne getirirse onu yiyorlar. Ya bunun dışında Kahramanmaraş'taki vatandaşlarımızın maalesef kuru gıdaya ihtiyacı var. O kurgu da ulaşmaları şu anda çok zor. Çünkü her ne kadar ilk başta yardım gelmiş olsa da bir süre sonra artık yardımlar yavaş yavaş azalmaya başladı. Bu azalma ile birlikte insanlarımız artık kendilerini açlıkla karşı karşıya kalacaklarını hissettikleri için bu sorunu yaşıyoruz.
Ve su sorunu.. Şu an biliyorsunuz Kahramanmaraş'ta büyük yıkımdan kaynaklı olarak şebeke sularında, bakanımızın açıkladığı üzere problemler var. Suyu bırakın içmeyi bile kullanmak bile bir sorun hale geliyor.
Ayak üstü yapılmış hiçbir planlaması olmayan, tekdüze insanlar tarafından hazırlanmış bir planla beraber şehrimizin ne kadar sahipsiz olduğunu görüyoruz. Çünkü ilk 3 gün hiç devlet kurumu yoktu. 3 gününden sonra devlet kurumları yavaş yavaş gelmeye başladı. Arama kurtarma ekipleri gelmeye başladı. enkazın içinde canlılar varken alelacele o enkazlar kaldırılmaya başlandı.
Yani aslında öncesinde zaten bizim de bir uyarımız vardı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlık binasının önünden uyarı yaptık. Öncesinde defalarca tweet attık. Ondan öncesinde bağırdık ve çağırdık. Bütün yetkililerle görüştük. Her şeyi tek tek anlattık ama bize inanmadılar. Hatta Jeoloji Mühendisleri odasıyla sayın büyükşehir belediye başkanıyla görüşme kaydı var. Oradaki kayıtta da 'Büyükşehir Belediye Başkanı açılan bir çukurla mı biz deprem olacağına inanıyoruz' gibi büyük bir gafta bulunmuş. Bilime inanmayan, bilimden uzak insanların şehrimizi yönettiğini açıkça görüyoruz.
Şu an bizim deprem öncesinde böyle sorunlar var. Deprem esnasında toplanma alanlarımız yoktu. Sonrasına ilişkin yaşamla ilgili hiçbir alanda olmadığını gördük. Çadırların hazır olmadığını, hiç kimseye çadır olmadığını gördük. Şehrimizde bu kadar büyük deprem varken insanlar eve girsin diye mi bekliyorlardı gerçekten. Gerçekten bu kadar mı öngörsüzlerdi. İşte biz bütün bunlara karşı çıkan bir duruş sergiledik.
O günden beri ilk günden beri ilk 2 günden itibaren diyelim. Hem arama kurtarma ekiplerimiz geldi onlar kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalıştılar. Biz arkadaşlarımızla beraber arama kurtarmaya destek vermeye çalıştık. Yine onun dışında bir de yaşayan insanlar onlara çadır desteği yemek desteğinde bulunmaya çalıştık. En azından kendi araçlarında da olsa yakıt desteğinde bulunmaya çalıştık. Yani onlara bir şeyler yapmaya çalıştık. Keşke elimizden daha fazlası gelebilseydi. Ama tabii bizim de makul ölçülerde yapabiliyoruz maalesef. Devlet gücü bize değil eğer bizde olsaydı. Bambaşka bir şey ortaya çıkardı. Depremi yaşadık ve sınıfta kaldık ve biz deprem gibi küçük de kaldık. Binlerce insanımız öldü. Buradan Kahramanmaraş'ta ve çevre illerimizde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Hepsinin mekanı cennet olsun Allah'ım bir daha böyle acı göstermesin. Yaralılara da acil şifalar diliyorum. İnşallah tez zamanda aramıza dönerler. Hep beraber yeniden güzel olumlu harika bir şehir inşa ederiz. Bu acı günleri her gün hatırlayarak yaşarız."