Dora, Türk devletleri arasındaki stratejik savunma ve güvenlik iş birliklerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Coğrafi sınırlarımız farklı olabilir ancak tarihin ve kültürün bize yüklediği ortak sorumluluklar, kader birliğimizin en güçlü ifadesidir" dedi.
“Türk Dünyası'nın Güvenliği Birbirinden Ayrı Düşünülemez”
Küresel tehditlerin her geçen gün daha karmaşık hale geldiğini belirten Zuhal Karakoç Dora, özellikle hibrit savaşlar, terörizm, siber saldırılar ve sınır aşan krizlere karşı Türk devletlerinin savunma alanında stratejik iş birliğini artırmasının önemine dikkat çekti. Dora, “Bu süreçte parlamenterler olarak sadece izleyici değil, etkin aktörler olmalıyız. Savunma bütçelerinden teknoloji transferine, ortak tatbikatlardan sınır güvenliği protokollerine kadar yasama organlarının yol gösterici bir rolü vardır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’den Ortak Projelere Tam Destek
Türkiye'nin savunma sanayisinde edindiği tecrübe ve teknolojik birikimi Türk Dünyası ile paylaşmaya hazır olduğunu vurgulayan Dora, yerli ve milli projelerin ortak platformlarda yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Dora, “Eğitim iş birlikleri ile kuvvetlerimizin birlikte çalışabilirliğini artırmayı, ortak projelerle güvenlik altyapımızı pekiştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Parlamentolar Arası Savunma İstişare Mekanizmaları Kurulmalı”
Dora, konuşmasında Türk devletleri arasında halihazırda yürütülen iş birliklerinin kalıcı ve sistematik hale getirilmesinin önemini de dile getirdi. Bu amaçla parlamentolar arasında daimi savunma istişare mekanizmaları kurulması çağrısında bulunan Dora, bilgi paylaşımı, mevzuat uyumu ve karşılıklı uzmanlık programları ile sürecin daha etkin yürütülebileceğini kaydetti.
“Milli İrade, Ortak Geleceğin Teminatıdır”
Konuşmasının sonunda, Türk Dünyası’nın birlik ve beraberliğini daim kılacak her adımda görev almaktan onur duyduklarını belirten Dora, “Milli iradeyi temsil eden meclislerimiz, Türk Dünyası’nın müşterek geleceği adına bu sorumluluğu kararlılıkla üstlenmelidir” dedi.
Zuhal Karakoç Dora’nın bu açıklamaları, Türk devletleri arasında artan güvenlik iş birliği arayışlarında parlamenter diplomasinin rolünü bir kez daha gündeme taşıdı.