Burakgazi, 'Dünya Turizm Günü' dolayısıyla yaptığı açıklamada, Mersin'in, tarihi, doğası, yaşattığı kültürel mirası, topraklarında barındırdığı sayısız turizm destinasyonu ile yalnızca Türkiye'nin değil dünyanın en kıymetli kentleri arasında olduğunu söyledi.
"Dünyanın hiçbir yerinde altın rengi kumsalda oturup, pırıl pırıl bir denizin ortasında arz-ı endam eden binlerce yıllık bir kaleyi, yani Kızkalesi’ni izleyemezsiniz" diyen Burakgazi, "İçeresinde turkuaz rengi bir gölü barındıran, girenleri büyüleyen Gilindire mağarasının da bir örneği yoktur. Tüm Hristiyan aleminin çok önemli saydığı Saint Paul bizim yaşadığımız topraklarda doğmuş 2 bin yıllık hemşerimizdir. Düşünüldüğünde 9 bin yıl kesintisiz yerleşim görmüş kaç şehir vardır dünyada? Yumuktepe, tarihe tanıklık eden bir höyük olarak kentimizi süslemektedir" ifadelerini kullandı.
Ancak doğanın ve tarihin böylesine cömert davrandığı Mersin'in, ne yazık ki bugüne kadar turizm konusunda hak ettiği ilgiyi göremediğini savunan Burakgazi, "Bize göre 1980’li yıllardan başlayan yanlış tercih ve planlamalarla Mersin, turizm alanında geri bırakılmıştır. Turizm alanında Antalya’dan hiçbir eksiği olmayan hatta bazı konularda daha ilgi çekmesi gereken Mersinimiz, bugün Antalya’nın fersah fersah gerisindedir" diye konuştu.
Burakgazi, Mersin'de turizmin gelişmesi için çözüm önerilerinden bazılarını ise şöyle sıraladı; "Devletimiz yatırımcıları cezbedecek özel teşvik paketleriyle kentimizi desteklemeli ve yeni yatırımların yapılmasına öncülük etmelidir. Mersin turizminin gelişmesi sadece Mersin için değil, Türkiye için bir ihtiyaçtır. Türkiye’nin en fazla arkeolojik envanterini barındıran kenti Mersin, kültür turizmi alanında da gözde bir kent olmaya adaydır. Bünyesinde bulundurduğu antik kentlerin oluşturduğu potansiyel ile beraber, kültür turizminin devreye girmesiyle Türkiye turizm gelirlerinde yüksek artışlar sağlanacaktır. Türkiye’nin en güzel kumsallarının bulunduğu batı Mersin’e yapılacak otel yatırımları hem yerli hem yabancı turistlerde karşılığını bulacak, aynı zamanda yatak sayımızda artış sağlayacaktır. Batı Mersin’e yapılacak turizm tesislerinin sektörde alıcı bulması için batı Mersin’e ikinci bir havaalanı yapılması da elzemdir.
İnsanlık tarihine tanıklık eden tüm dönemlerin mekanlarını hikayeleriyle birlikte turizme sunmanın çalışmalarına şimdiden başlamanın yanı sıra devletin destekleriyle ve yerel dinamiklerin paydaşı olacağı Turizm Vakfı hemen kurulmalıdır."