MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç. Dr. Zuhal Karakoç Dora, sosyal medya platformu X üzerinden dikkat çekici bir "Pazar Analizi" paylaşarak Avrupa'nın değişen güvenlik dinamiklerine ve Türkiye'nin bu denklemdeki kritik rolüne ışık tuttu. Dora, paylaşımında, Avrupa'nın ABD'den bağımsız hareket etme çabalarının ve Türkiye'nin stratejik öneminin altını çizdi.
AVRUPA'NIN TRUMP SONRASI UKRAYNA POLİTİKASI: İÇ ÇELİŞKİLER VE GÜVENLİK ENDİŞELERİ
Dora, analizinde, Trump-Zelenskiy geriliminin ardından Avrupa'nın Ukrayna'ya destek arayışlarında ABD'den bağımsızlaşma eğiliminde olduğunu belirtti. Ancak bu süreçte Avrupa içinde ciddi görüş ayrılıklarının yaşandığına dikkat çekti. Almanya, Fransa ve Polonya gibi ülkelerin Ukrayna'ya askeri ve mali destek sağlama konusunda istekli olduğunu, buna karşın Macaristan gibi bazı ülkelerin daha temkinli bir tutum sergilediğini ifade etti.
Trump'ın NATO müttefiklerine yönelik açıklamalarının Avrupa'da yarattığı güvenlik kaygılarına değinen Dora, bu durumun Almanya ve Fransa gibi ülkeleri Ukrayna'ya daha fazla yardım yapmaya yönelttiğini vurguladı. ABD'nin Ukrayna politikasındaki belirsizliğin ve Avrupa'nın kendi güvenliğini sağlama çabalarının, Türkiye'nin stratejik konumunu daha da önemli hale getirdiğini belirtti.
TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ÖNEMİ: AVRUPA İÇİN VAZGEÇİLMEZ AKTÖR
Türkiye'nin hem NATO üyesi hem de Ukrayna-Rusya savaşında arabulucu rolü üstlenen önemli bir aktör olarak Avrupa için vazgeçilmez olduğunu ifade eden Dora, Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik politikalarının Ukrayna meselesindeki çıkarları doğrultusunda değişkenlik göstereceğini söyledi.
Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini dikkatle izleyen Avrupa'nın, Ankara'nın Ukrayna-Rusya savaşındaki tarafsız pozisyonunu ve Ukrayna'ya sağladığı askeri desteği yakından takip ettiğini belirtti. Türkiye'nin Bayraktar TB2 SİHA'larının savaşın gidişatını değiştiren önemli unsurlardan biri olduğunu ve bu durumun Ankara'nın Avrupa nezdindeki stratejik değerini artırdığını vurguladı.
AVRUPA'NIN GÜVENLİK MİMARİSİNDE TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN ROLÜ
Avrupa'nın güvenlik mimarisindeki değişimlerin Türkiye'nin stratejik önemini sadece Ukrayna meselesiyle sınırlamadığını belirten Dora, Türkiye'nin son dönemde Avrupa'nın iç güvenlik toplantılarına davet edildiğini ve kıtanın savunma stratejilerinde giderek daha fazla yer aldığını ifade etti.
Avrupa'nın Trump sonrası dönemde ABD'ye daha az bağımlı hale gelme çabasının, AB içinde bir ordu kurma fikrini güçlendirdiğini ve bu süreçte Türkiye'nin askeri kapasitesi ile savunma sanayiindeki rolünün kritik bir noktaya geldiğini vurguladı.
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL KAZANIM POTANSİYELİ
Türkiye'nin NATO üyeliğinin yanı sıra, Avrupa'nın sınır güvenliğinde ve askeri sanayisinin güçlenmesinde önemli bir aktör olarak konumlandığını belirten Dora, milli savunma sanayisi alanındaki atılımların ve Avrupa ülkeleriyle yürütülen projelerin Türkiye'nin kıta güvenliğindeki ağırlığını artırdığını ifade etti.
Avrupa'nın Ukrayna dışında da Rusya ile karşı karşıya olduğu bölgeler göz önüne alındığında, Türkiye'nin bu süreçten sadece Avrupa içindeki güvenlik iş birlikleri bağlamında değil, aynı zamanda Suriye, Doğu Akdeniz ve Afrika jeopolitiğinde de kazançlı çıkmasının muhtemel olduğunu söyledi.
AVRUPA'NIN TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİ ARAYIŞI: BÖLGESEL DENGELERDE DEĞİŞİM
AB'nin Ukrayna'daki savaş nedeniyle savunma harcamalarını artırması ve güvenlik ekseninde Türkiye ile daha yakın iş birliği arayışına girmesinin, Avrupa'nın Ege, Suriye ve Afrika'daki tavizsiz tutumunu yumuşatabileceğini belirten Dora, Rusya'nın sadece Ukrayna'da değil, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de ve Afrika'da da Avrupa için stratejik bir rakip konumunda olduğunu ifade etti.
Avrupa'nın Türkiye ile askeri ve diplomatik ilişkilerini güçlendirme ihtiyacı duyarken, bu durumun Ankara'nın Suriye'de güvenli bölge oluşturma politikalarından, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanları mücadelesine ve Afrika'daki ekonomik-stratejik varlığına kadar geniş bir alanda avantaj sağlamasına olanak tanıyacağını vurguladı.