Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, iktidara yakın çevreleri zenginleştirme aracı haline geldiği gerekçesiyle sıkça tartışılan bir modeldir. Bu modelin bütçeye getirdiği yük, son olarak Avrasya Tüneli ile gündeme geldi.
20 Aralık 2016'da trafiğe açılan Avrasya Tüneli'nde, gerçekleşmeyen araç geçiş garantileri nedeniyle devletin kasasından milyarlarca lira çıktığı ortaya konuldu.
Tünel için müteahhide ödenen garanti ücreti toplamı 5 milyar TL’yi aştı.
Avrasya Tüneli Projesi’nin temeli, 26 Şubat 2011'de atıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, projenin tasarım, inşaat ve işletmesini gerçekleştirmek üzere Yapı Merkezi ve SK E&C firmalarının ortaklığıyla kurulan Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş’yi (ATAŞ) görevlendirdi. YİD sözleşmesi gereği şirkete, tüneli 24 yıl 5 ay işletme hakkı verildi. Sözleşmede, "Garanti üstü araç geçmesi durumunda kamu yüzde 30 pay alacak" maddesi bulunsa da bu madde hiç hayata geçirilemedi. Tüneli, garanti edilen araç sayısının çok altında araç kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın verileri, Avrasya Tüneli’nin kamuya yükünün ne kadar ağır olduğunu gözler önüne serdi.
Bakanlık verilerine göre, tünelin hizmete girdiği 2017 yılında işletmeci şirkete 123 milyon 699 bin 444 TL garanti bedeli ödendi.
Tünelin işletmecisine verilen garanti bedeli, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında sırasıyla
300 milyon 59 bin 194 TL,
326 milyon 688 bin 206 TL ve
556 milyon 697 bin 435 TL olarak gerçekleşti.
Korona pandemisinin de etkisiyle, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında kamunun kasasından çıkan para dramatik bir şekilde arttı.
2021 yılında tünel için ödenen garanti geçiş fark bedeli 1 milyar 230 milyon 402 bin 683 TL'ye ulaştı. 2022 ve 2023 yıllarında yapılan toplam garanti geçiş ücreti ve fiyat farkı ödemesi ise 2 milyar 899 milyon 96 bin 318 TL olarak kaydedildi.
2017-2024 döneminde Avrasya Tüneli için kamu kasasından işletmeci firmaya ödenen toplam para, 5 milyar 436 milyon 643 bin 280 TL olarak hesaplandı.
Bu veriler, YİD modelinin kamu bütçesi üzerinde nasıl bir yük oluşturduğunu açıkça gösteriyor.